ELADA LUXURY OTEL
Hatay'ın en güzel tatil beldesi, Arsuz’un gözbebeği Elada Luxury Otel, 2 senelik tecrübeye rağmen 2018'den bu yana arsuzda ki çoğu seçkin konaklama merkezlerini geride bıraktı. Konaklarken ihtiyaçlarınızı en iyi ve hızlı şekilde karşılayabileceğiniz aynı zamanda ev sıcaklığı yaşatacak olan Elada Luxury otel'e bekleriz.
Konaklarken ihtiyaçlarınızı en iyi ve hızlı şekilde karşılayabileceğiniz aynı zamanda ev sıcaklığı yaşatacak olan Elada Luxury otel'e bekleriz. Odalar Aile standartlarına en uygun, geniş, ferah ve konforlu odalarımız toplamda 22 suit; 14'Ü 1+1(max 3 kişi), 8'i ise 2+1 (max 4 kişi) kapasitesi ile hizmet vermektedir.
Eşsiz dünya mutfağıyla siz değerli misafirlerimize lezzetin doruklarını yaşatacak, Arsuzda ve otelimizde geçirdiğiniz o güzel anları dilediğiniz tatlarla tamamlayarak gününüzü sonlandırabilirsiniz. Elada Luxury Otel Arsuz kent meydanının karşısında olup sahile 5 dakika yürüme mesafesinde ve oldukça güzel doğa manzarasına sahiptir.
Otelimize bağlı ''THE ADA COFFEE AND BİSTRO'' adında cafemiz mevcuttur. Eşsiz dünya mutfağıyla siz değerli misafirlerimize lezzetin doruklarını yaşatacak, Arsuzda ve otelimizde geçirdiğiniz o güzel anları cafemizde dilediğiniz tatlarla tamamlayarak gününüzü sonlandırabilirsiniz. Güler yüzlü, samimi çalışanlarımız ile birlikte sizlere hizmet sunmaya hazırız! Peki siz bizimle bu eşsiz lezzetleri, hizmeti ve manzarayı tatmaya hazır mısınız?
Hatay'ın Arsuz ilçesi, Akdeniz’in en güzel koylarından birinde denize kadar uzanan bir yarım ada üzerinde kurulmuştur. Tertemiz denizi ve incecik kumuyla bölgenin önemli bir turizm merkezidir. İskenderun'dan 40 kilometre boyunca güneyde sahil şeridi üzerinde ve merkezi Arsuz Çayı ağzında bulunan turistik bir ilçedir. Tarihi boyunca " Rhosus", "Rhopolis", " Port Panel" , "Kabev" ve "Arsous" gibi isimlerle anılmıştır. Arsuz'da ilk yerleşim çok eskilere dayanır. Ancak bilinen tarihi Selevkoslarla başlar. Arsuz, M.Ö. 300 yıllarında Makedonya kralı Büyük İskender'in generallerinden Selevkos I. Nikator'un, M.Ö. 64'te Roma'nın, M.S. 638 yılında Arapların, 969 yılında Bizans'lıların ve 1268'de Memlüklüler'in egemenliği altına girdi. Yapılan kazı çalışmalarından çıkan kalıntılardan ve yazılı kaynaklara göre Arsuz'un en parlak dönemini Romalılar döneminde yaşadığını açıklamaktadır.
Ünlü tarihçi ve coğrafyacı Strabon’a göre; Arsuz Kilikya bölgesinin en önemli şehirlerinden birisiydi.Bir efsaneye göre; Antik dönemlerde Antioch olarak bilinen bugünkü Antakya kentinin kurucusu I. Seleucus Nicetor M.Ö. 300 yıllarında Arsuz’da karaya ayak basmış ve Demetrius’un kızı Stratonica ile burada evlenmiştir.Ortaçağda Port Bonel adıyla tanınan Arsuz kentinden günümüze nekropol, antik yapı, mozaikler ve bazı yapı kalıntıları ulaşmıştır. Arsuz'un 8 km güneyindeki Sütunlü Liman, Helenistik Dönem'e ait bir limanın kalıntılarıdır.
Arsuz'un Merkezinde bulunan ve Mario Hanna adıyla bilinen kilise 1778 yılında Arsuz ve çevresi eşsiz doğa güzellikleriyle, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle, yemyeşil yaylalarıyla, eğlence merkezleriyle, masmavi deniziyle her bütçeye uyan konaklama ve yeme içme tesisleriyle adeta cennet gibidir. Dört mevsimde de ayrı bir güzelliğe bürünen Hatay'ın incisi Arsuz'da yerli ve yabancı turistlerin gezmek, eğlenmek ve dinlenmek için aradığı tüm imkanlar mevcuttur. Keşfedilmemiş ideal bir tatil mekanı olan Arsuz ve çevresi, tarihiyle, güneşiyle, dağlarıyla, altın gibi kumsal plajlarıyla, yaylalarıyla, şırıl şırıl akan pınarlarıyla, av turizmine yönelik imkanlarıyla, nefis mutfağıyla turizme açıktır.
Gözcüler ve Hacıahmetli Köyü'nden sonra sola ayrılan 8 km’lik yol ziyaretçileri Meryem Ana’nın içinde yıkandığı ve Hristiyanlarca kutsal olarak kabul edilen Meryem Ana Havuzuna gidilir. Yöre halkı tarafından "Seydi" adıyla da bilinmektedir. Burada her yıl 14 Ağustos günü Hiristiyan kardeşlerimiz dini bir tören yapmaktadırlar. Bu bölge tamamen ağaçlı olup, nehir ve kaynak suların meydana getirdiği şellaleler insanı adeta büyülemektedir.
Arsuz ve çevresi lüks otelleriyle, pansiyonlarıyla, kafeleriyle ve lokantalarıyla turizme tamamen açıktır. Bu bakımdan turizm alanında bir çok aktiviteye uygun bir yerdir. Çok sayıda tarihi eser, kale, cami, kilise, ören yeri, plajları ile turizm cennetidir. Amanos (Nur) dağlarındaki yüksek alanlar doğa yürüyüşü, trekking, yamaç paraşütü, av turizmi, yayla turizmi için ideal bir yerdir. Deniz kenarında gün batımını deniz manzarası ile seyrederek yemek yenebilecek otantik restorantlar ve eğlence merkezleri vardır. Arsuz'da kamp yapılabilecek yerler ve tesisler de mevcuttur. Arsuz çeşitli bölgelerden gelmiş binlerce insanın konakladığı, başka bölge insanlarıyla hem mal, hem fikir alışverişinde bulunduğu, memleketlerine yeni bilim ve fikirlerle döndükleri bir kültür merkezi görevi yapmış, Helenistik ve Roma dönemlerinde dünyanın sayılı uygarlık merkezlerinden biri olarak ün yapmıştır.
Tarih boyunca çeşitli inançlara sahip pek çok millete ev sahipliği yapan Arsuz Bölgesi'nde çok sayıda sanatçı yetişmiş, zaman içinde zengin bir kültür birikimi meydana gelmiştir. Bu birikimin izlerini, etkilerini bugün de tarihi yapılarda, toplum yaşayışında, sanat, basın-yayın etkinlikleri ya da adet, gelenek, görenekler halinde görmek mümkündür. Ayrıca tarihi boyunca çeşitli dinlerin, inançların bir arada kardeşçe, dostça yaşandığı Arsuz bu özelliğini bugün de korumaktadır. Her dinden insan ibadetini özgürce yapmakta ve varlığını sürdürmektedir.
Yılın her 30 Mart'ında Akçalı Beldesi'nde kutlanan nevruz bayramı kültürel zenginliklerinden biridir. Hicri takvimine göre 17 Mart, miladi takvime göre 30 Martta halk arasında yumurta bayramı olarak kutlanan şenlikler aynı zamanda baharın müjdecisidir. Bu kutlamalara her yöreden, her dinden ve inançtan insanların gelmesi, dostluk ve kardeşlik içinde kutlanması Arsuz'un kültürel zenginliğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu kutlamalar yine aynı şekilde 14 Nisan tarihinde Çetellik Köyü'nde panayır şeklinde tekrarlanmaktadır. Tarihsel ve külürel varlıkları olarak aşağıdaki bölgeler bulunmaktadır.
Üçgüllük Yanan Taş Bu köyün 1000 yıla yakın bir tarihsel geçmişi vardır. Erzurum'un horasan bölgesinden göç edip önce Gaziantep bölgesine daha sonra Arsuz dolaylarına gelmiş olan birkaç aile tarafından kurulmuştur. Köy daha sonraları civar köylerden gelen ailelerle gelişmiş ve şu anki halini almıştır. Köyde ayrıca Genç Roma dönemlerine ait mezar ve maden ocakları bulunmaktadır. Köy üzerinden dönemin liman şehri olan Gülcihan'a su getiren pişirilmiş topraktan yapılmış su boruları bulunmaktadır. Ayrıca yanan taşlar diye tabir edilen bölge köy sınırları içerisinde bulunmaktadır.